Bugün sabah toplantılarımızın birinde konusu geçti, çok ufak bir ayrımı var yeri gelmişken paylaşayım:

POP yani Point of Purchase (Satınalma Noktası) tüketicinin birçok markanın bulunduğu alanda, araştırma ve bilgilenme sonucunda karar vermesini teşvik eden malzemelerdir. POP’ler eğer müşterinin aklında o ürün alma fikri yoksa veya muadilini almayı düşünen bir müşteri adayı varsa sizin ürünü de değerlendirme havuzuna almasını sağlayan bir çalışma olur. Raflardaki broşürler, dönkartlar benzeri materyaller bu alana girer.

POS yani Point of Sale (Satış Noktası) genelde anlık satınalma güdüsü uyandıran, satınalma noktasına bulunan çalışmalardır. Kasa yanı/önü gibi. Kasa önündeki sakız standları misal POS’tir.

Peki POP/POS neden bu kadar önemlidir?

Çünkü Unilever Türkiye Başkan Yardımcısı Cem Tarık Yüksel’in Capital dergisinde paylaşmış olduğu Shopper marketing (Alıcıya yönelik pazarlama) datasına göre;

• Satın alma kararlarının yüzde 70’i mağaza içinde veriliyor.
• Alışverişlerin yüzde 68’i planlanmadan, anlık olarak yapılıyor.
• Tüketicilerin yüzde 77’si mağazaya bir alışveriş listesi yapmadan gidiyor.
• Yüzde 59’u ise hangi markayı satın alacağına mağaza içinde karar veriyor.

Özetle POP/POS candır, aralarındaki fark o kadar büyük olmadığından toplantılarda POP POS hepsinin diğerinin yerine kullanıldığı da bir gerçektir…