Tangible Intangible Ürün Pazarlamasında Püf .’lar

Her ürün ister hizmet olsun ister ürün (good) içinde biraz beş duyu ile algılayamayacağımız özellikler barındırır. Sigorta, ulaşım nerdeyse tamamen intangible (beş duyu ile algılanamayan) servislere örnektir. Aslına bakılırsa birçok ürün tangible (beş duyu ile algılanabilir) olsa dahi satın alınmadan önce deneme şansı bulunmamaktadır. Ürünün bu algılanabilirlik seviyesini belirlemek satışları ve satış sonrasında izlenecek stratejileri yönlendirecektir. Hizmet sektöründe satışçılar müşterileri sağlayacakları yarardan haberdar etme konusunda büyük zorluklar çekmektedirler.

Pazarlamada asıl zorluk olay müşteriyi kendine çekmek ve bağlılığını sağlamaktır. Ürünün beş duyu ile algılanabilirlik seviyesi müşteriye ulaşma aşamasında belirleyici rol üstlenir. Intangible ürünler ( seyahat, sigorta, danışmanlık, bilgisayar yazılımcılığı, yatırım bankacılığı, eğitim, sağlık hizmetleri) satın almadan önceden denenemez. Mesela bir yazılımın kalitesini ve pratikliğini öğrenmek için kullanıcıların yorumlarını alabilirsiniz, bir kuaförün nasıl iş çıkarttığı hakkında fikir sahibi olmak için müşterilere fikirlerini sorabilirsiniz. Fakat bunların yerine hizmet sağlayıcısının kendisini pazarlayabilmek için yapabileceği şeyler de var. Kendimden örnek vereyim, bir otelin hizmet kalitesini öğrenmek istediğimde o lobisinin dekorasyonuna bakarım, resepsiyona, insanların giyimine bakarım. Yani gözle görülebilecek kimi özellikleri kafamda hizmet kalitesi ile bağdaştırarak o otel hakkında yorum yaparım. Zaten bu yüzden plastik cerrahların bekleme odasında veya genel olarak ofislerinde yüksek kaliteli, iddiali bir dekorasyon görmez miyiz? Özel hastahaneler ve plastik cerrahlar bu yöntemi çok sık kullanıyorlar.

Ürün aslında bir (promise) vaaddir. Bu vaadleri tangible hale getirerek sunabiliriz. Bunu yaparken de metaphor (metafor) veya simile (teşbih) kullanabiliriz. Metaphor kullanmak demek edebiyat derslerinden de hatırlanacağı gibi benzetmeyi yaparken benzetme edatı kullanmamaktır. Örneğin “Aşk sıcaklığında” “aşk enerjisi” Similes kullanırken ise benzetme edadı kullanılabilir. Misal ” Sevgi kadar sıcak” veya “Anne eli değmiş gibi”

Tangible ürünler için yani en basitinde turşu için nasıl bir pazarlama yapılabilir buna bakalım. Ambalaj ürünü sattıran önemli bir araçtır. Yiyecekler için görsellik müşterinin aradığı birşeydir. Görsellikten kastım ürünün bir kısmının veya tamamının gözle görülebilir halde müşteriye sunulmasıdır. Cam kavanozdaki bir turşu, teneke konservedeki bir turşudan daha avantajlı olacaktır.

 

Plastik paket içindeki kurabiyedense insanın eli cam bölme ile içi görünür haldeki bir teneke kutuda duran kurabiyelere kayacaktır. Küçüklüğümden örnek vereyim Barbie bebeklerin ambalajları hep karton – şeffaf plastik karışımından olur. Hatta o canım pazarlamacılar bebek dik dursun diye bebeği 6-7 yerinden metal desteklerde kutuya sabitlerler. Oyuncakçıya gidip de elde Barbie olmadan çıkmak ebeveyni hayli zorlar. Ayrıca turşuya intangible şeyleri çağrıştırmasını sağlayacak bir pazarlama taktiği kullanılabilir. İki örnek vereyim: “Sena turşuları yedikçe yersiniz, sandviçe, hamburgere heryere o yakışır” demektense “Sena turşuları mutluluğun gerçek kaynağı…” demek insanlara tarifi güç olan mutluluk gibi bu turşuların da tarif edilemez birşeyleri içinde sakladığı fikrini aşılarsınız. Turşu turşu olmaktan çıkar. Coca-cola bunu yaparken ” Hayatın tadı” ifadesini kullanıyor. Tam tersi şekilde de sigorta şirketi şemsiyeyi reklamında kullanarak, koruma ve güven verme olan hizmetini tangible hale getiriyor.

Halbuki konserveye de koyulsa kavanoza da konulsa ürünün kalitesi değişmeyecek. Veya çok başarılı bir doktor olsanız ama muayenehaneniz son moda mobilyalarla donatılmamış, iştah kabartıcı bir dekorasyondan yoksunsa müşteri gözündeki kaliteniz düşüyor. Mesela en kaliteli hizmeti sunan bankalardan birisiniz, müşterinize değer veriyorsunuz fakat bakanızın görsel detalarına takılmıyorsunu ve müşterilerin neden size değil de diğer bankalara gittiğini merak ediyorsunuz… Pazarlamanın insan psikolojisi (müşteri davranışı) ile olan bağı büyüleyici bir güzelliğe sahip. Bir an önce keşfetmenizi öneririm.

Türev Piyasalar

Türev piyasalar (ürünler), ilerideki bir tarihte teslimatı veya nakit uzlaşması yapılmak üzere herhangi bir malın veya finansal aracın bugünden alım satımının yapıldığı piyasalardır. Türev ürünler nelerdir? Futures, Forward, Opsiyon ve Swap. Hepsini temel bilgi sahibi olmamızı sağlayacak düzeyde inceleyelim.

Futures bir emtia’nın yani malın, gelecekte belli bir süre sonra teslim koşulu ile alım veya satımı için bugünden yapılan sözleşmelerldir. Futures ile amacı farklı olmasına karşın özellikleri farklı olan bir de Forwad vardır. Forward işlemleri ve Futures işlemleri de döviz piyasasında kullanılabilir.

Forward döviz piyasalarında faaliyet gösteren bankalar ve müşteri arasında gerçekleşir. Peki neden Forward’a gerek duyulur? Cevap çok basit, döviz kurlarının ilerde ne olacağını kestiremememiz nedeniyle riskimizi azaltmak için yani hedge için veya döviz fiyatındaki dalgalanmadan kar elde etmek istediğimiz için yani speculation için.

Futures Kontratların özelliklerine kısaca bakacak olursak:

1. Futures’da alım yapmaya short position almak denir, satış yapmak için ise long positin terimi kullanılır.

2. Futures kontratları sabit miktarlardadır. Örneğin 1 kontrat 500.000 Meksika pezo’su değerinde olabilir.

3. Maturity Date yani vade sonu Ocak, Mart, Nisan, Haziran, Temmuz, Eylül, Ekim, Aralık aylarının üçüncü çarşambası gerçekleştirilir.

4. Paritelerin ibrazında amerikan stili kullanılır. Yani Türk yatırımcı için düşünürsek alışık olduğumuz 1$ın TL cinsinden değeri değil de TL’nin $ cinsinden değerinin kullanılmasıdır.

5. Futures kontratlar devredilebilir, fakat en geç maturity gününden 2 iş günü önce yani 22 Nisan 2009 maturity ise 20 Nisan 2009 günü bunun son günüdür.

6. Teminat ödeme zorunluluğunuz var. Teminat sabit değil işlem hacmine göre değişir.

7. Kontratın değeri her gün sonndaki ederine bakılarak tekrar hesaplanır, buna marked to market denir. Bu değişimlere göre eğer teminat miktarınız yetersiz kalır da ek ödeme yapmanız gerekirse bu farka da variation margin denir. Zaten bu sebeple futures şirketler tarafından çok sık tercih edilmez çünkü sürekli margin call denilen teminat yetersizliği çağrısı alırsal.

8. Hesap görme konusuna gelince sadece %5’i fiziksel olarak temin edilir. Kalanı genellikle broker tarafından round turn olarak adlandırılan ters pozisyon açma yoluyla kapatılır.

9. Broker’ınıza bir komisyon veriyorsunuz ki izin için round turn gerçekleştirsin.

10. Tüm kontratlar bir döviz takas odası, the exchange clearing house, ile müşteri arasında olur. İki müşteri arasında olmaz.

Biraz da Forward’a bakalım.

Over the counter yani banka veznesi aracılığıyla gerçekleşir. Fiyatlar önceden kararlaştırılır. Söz konusu vadeli işlemin öngörülen süre içinde (90, 180, 270, 360 gün veya diğer…) kur değişmesi riskine karşı korunması amacıyla uygulanır. Bu sözleşmelerde vade, döviz kuru, miktarı, ödeme ve teslimata ilişkin yer, banka hesap numarası, isim gibi bilgiler yer alır.

Forward Özelliklerine kısaca bakacak olursak:

1. Kontrat miktarında sabit kalıplar yoktur.

2. Maturity 1 yıla kadar hatta daha uzun sürelere kadar olabilir.

3. İşlemler birey ve banka arasında veya bankalar arasında da olabilir.

4. Fiyatlar ask (alıcının x fiyattan satın alma talebi) bid (satıcının x fiyattan satma talebi) olarak tanımlanmıştır. Aradaki farka spread denir.Örnek: bid 1.6740 USDTRY ask 1.6791 USDTRY

5. Teminat gerekmez ama bir yasal sözleşme gereklidir

6. Kontratlar genelde fiziksel olarak döviz transferi gerçekleştirilir.

7. Komisyon yoktur. Bankalar kazançların spread sayesinde alır.

8. Telefonla internetle günde 24 saat banka aracılığıyla işlem yapılabilir.

9. Kişiler direk kontak içindedirler.

10. Likit olarak ve genelde büyük miktarlardadırlar.

Option

Option’un Forward ve Futures’dan önemli bi farkı, ki bence çok önemli, vardır. Opsiyonda satın alma veya satmayı taahüt edersiniz buraya kadar diğerleriyle benzer. Fakat diğerlerinde taahüdünüden geri dönme opsiyonunuz yokten Options’da cayma opsiyonunuz vardır. Tabiki mantıken ne canlanıyor kafamızda? Bunun işlemesi için bir teminat yatırılıyor işlemin yapılacağı kuruma. Hemen kısaca bunu da inceleyelim. Satın alma işlemine call option, satma işlemine ise put option denir. Option’un alıcısı holder, satan kişi ise writer veya grantor olarak adlandırılır. Option işleminin gerçekleştirileceği kur fiyatı exercise veya strike price olarak adlandırılır. Option’un fiyatı ise premium’dur.

Option’un iki tipi vardır. Amerikan opsiyonunda (American option) maturity tarihi gelmese bile istediğiniz tarihte işlemi gerçekleştirebiliriniz. Avrupa opsiyonunda (European option) ise maturity yani vade tarihi gelmeden kontrat gerçekleştirilemez.

Eğer bir opsiyona premium miktarınızı telafi etme aşamasındaysa ama henüz kara geçmediyseniz at the money (ATM), eğer kara geçmeye başladıysanız yani premiumu telafi ettiyseniz in the money (ITM), eğer zarardaysanız ise out of the money (OTM) olarak durumunuzu anlatabilirsiniz.

Eğer ATM iseniz pozisyonu kapatmak isteğinize bağlıdır. Eğer ITM iseniz pozisyon sizin için karlıdır ve gerçekleştirebilirsiniz. Fakat OTM ise zarardasınız ve opsiyonun iyi yanı burda devreye giriyor, sadece ödediğiniz premium kadar zarardasınız. Yani zararınız limitli fakat kazancınız limitsizdir.