7 Mayıs – 10 Mayıs tarihleri arasında, Marmara Üniversitesi Haydarpaşa kampüsünde düzenlenen Thinker and Talker 2009 kampına katıldım. Buradan kampla ilgili görüşlerimi ve konuşmacıların söylediklerinden aklımda kalan kısımları sizlerle paylaşacağım.
Sempozyum 4 günlüktü. Ilk gün açılış yapıldı ve TEMA proje yarışmasında dereceye gidenlerin ödülleri verildi. Daha doğrusu yapılmış ve verilmiş, çünkü ilk gün okul dolayısıyla katılamadım. 2. gün satış-pazarlama günüydü, 3. Gün reklamcılık ve 4. Gün de girişimcilik günüydü. Şimdi sizlerle bu güzel deneyimimi paylaşacağım. Bir seri oluşturup her gün için bir yazı yazmayı düşünüyorum.
1. Gün Satış ve Pazarlama (5 Oturum)
BİRİNCİ OTURUM
Konu: Pazarlama Ne Değildir?
Konuşmacılar:
Mustafa İçil, Google Türkiye Pazarlama Direktörü
Eren Kantarlı, Google Türkiye Ürün Pazarlama Müdürü
” Pazarlama ne değildir?” diye konuya girdi Mustafa Bey. İyi bir pazarlamacının özelliklerinden bahsetti. Vizyoner, bilgili, cesaretli, çevik, hayal gücü kuvvetli, iyi bir lider ve şanslı olması gerekiyormuş. Daha sonra pazarlamada kullanılan araçların 3 kolonluk bir listesini gösterdi. Bunlardan terim olarak “ SEM ve SEO” ‘yu ilk defa duymuştum. Arkadaşlar SEM Search Engine Marketing’miş yani arama motoru pazarlaması, SEO da Search Engine Optimization yani Arama Motoru ile nasıl daha yukarılarda çıkılır, konum nasıl iyileştirir bununla alakalıymış. Yine bana yeni olan bir diğer terim Ters ürün yerleştirme”ydi. Burada da gerçekte var olmayan bir markayı filmlerde kullanmak sonra o markanın çok ses getirmesi veya filmde çok dikkat çekmesi üzerine birisinin o ticari ismi satın alıp hayata geçirmesiymiş. Konuşmasının son kısımlarında da marka değerini oluşturan ögeleri sadakat, kalite hissiyatı, rekabet, güven ve bilinirlik olarak saydı. Pazarlamada olmazsa olmaz segmentation’un altını çizdi. Ve pazarda var olabilmek için resimlerle beraber sunduğu 4 özellikten bahsederek konuşmasını kapattı. Baykuş resmi ve bilgili olmak, maymun resmi ve çevik olmak, arı resmi ve verimli olmak, çita resmi ve hızlı olmak… Bu arada Mustafa Bey Google Alerts ve Google Trends’i anlattı. Burada özet geçeyim hemen. Google’da birisi “Sena Beşkardeş” diye arama yaptığında xyz123@gmail.com mail adresine bu bildirilsin istiyorum. Bu arandığı anda, günlük veya haftalık olarak bildirilsin dediğinde bunu gerçekleştiren servistir. Google Trends de aranılan kelimelerin oluşturduğu trendleri görmenize yarayan bir servis. Mesela yılbaşında Hadise’nin Düm Tek Tek yayınlandığında “Hadise” nin trend tablosunda bir yukarı çıkış olmuş. Aynı şekilde mayo bikini kelimeleri de yaz kış dönemleri sebebiyle dalga dagla bir trend veriyor.
Söz Eren Kantarlı’ya geçince kendisi herhalde terfi bekliyor olsa gerek ya da bir geçiş olsun diye espri yaptı, olayın içinde olmayınca tam anlayamadığımız bir söz söyledi, gülücükler mülücüklerden sonra başladı hedef kitlesi olan öğrenci segmentine google araçlarını anlatmaya.
“Intitle:tiyatro” yazıp arama yaparsanız sitenin başlığında tiyatro olan sonuçlar çıkacaktır.
“çay –akarsu -belediye” yazdığınızda içilen çayı ararsınız ama başına “-“ koyduğunuz terimlerin bulunmadığı metinler sıralanır.
“Hadise-Düm Tek Tek filetype:mp3” dediğinizde size dosya formatı mp3 olan çıktıları sunar
“kayıt site:marmara.edu.tr” dediğinizde marmara.edu.tr sitesi içindeki kayıt sayfasını sizin için bulur.
“hava İstanbul” yazınca meteoroloji.gov.tr ile olan ortak anlaşma sayesinde size hava durumu verir
“1200 TRY in GBP” merkez bankasındaki güncel verilerle size döviz hesaplarında yardımcı olur
Ayrıca Google Docs ve Google Takvim’in sağladığı kolaylıklardan bahsettikten sonra o günkü en kral sunumu yapmış olmanın gururu ile Peugeot 206’sına binip gitmiş olmalı Eren Bey 🙂
Kişisel fikrim, Mustafa İçil’in konuşmasından sonra tüm konuşmalar yavan geldi. İdol kıstasımı bir seviye daha yükseltiyorum artık. Eren Bey’den Mustafa Bey’e terfi ettirdim :]
İKİNCİ OTURUM
Konu: Youth Marketing
Konuşmacılar:
Merthan Kaleli, Microsoft Eğlence ve Cihazlar Ülke Müdürü
Deniz Sağlam, Freudenberg TR Vileda Marka Müdürü
Levent Soygür, Coca Cola Pazarlama Varlıkları Müdürü
Harika Gündem, Philips Healthcare HUB SEE Ülkeleri ve Türkiye Pazarlama Koordinatörü
Harika Hanım başladı konuşmaya, elinde verilerle pazarı tanıttı. Nüfusumuzun %50’si 30 yaş altında. Ortalama yaş 71. 1 kişinin 50 yıllık bir kullanıcı olma potansiyeli var. Yani yapılan pazarlama çok değerli. Peki trendlere geçersek onların oluşumunda etkili olan sosyal faktörler (referans kişi, arkadaş, aile, statü ve roller), psikolojik faktörler (öğrenme, algı, motivasyon) ve kişisel faktörler geliyor. Artık çocuklar 18 aylıkken marka ayırt etmeye başlıyorlar, 2 yaşında marka ismini telaffuz ediyorlar (bkz: Danone) ve ABD’de gençler 145 kere marka tartışıyorlarmış ki bu yetişkinlerin marka tartışmasının 2 katıymış. Gençliğin özellikleri de yenilikçi olmak, çabuk tüketmek, hızlı yaşamak, çabuk eskitmek, teknoloji odaklı ürünlerde aileleri etkilemekmiş.
Daha sonra sözü Merthan Kaleli aldı. Birçok siteden bahsetti bizlere. Microsoftun yarışmalarına davet etti. http://gencsengeleceksin.spaces.live.com/ , http://dreamsparktr.msakademik.net/ , http://imaginecup.com/ , http://www.microsoft.com/studentstobusiness/home/default.aspx , ve Liveintern@Microsoft adlı programlarından bahsetti. Kendisinin sunumundan kıyafetinden özensizliğinden pek memnun kalmadım. Ellerinde kalan son koz olan hotmailin Türkiye Pazar payı ile övündü, ama özensiz tutuk ve zamanlaması kötü sunumu ile de heartshare denilen insanın gönlünden geçen ürünlerin Pazar payında bir kayba uğradı.
Söz Deniz Sağlam’a geçince pek not almamışım o esnada. Ya çok akıcıydı sunum ya da biraz dağıldım herhalde J
Ve son olarak kendisini masada otururken bir hayli çok süzdüğüm, nasıl bir tip olduğunu anlamaya çalışıp asla ama asla bulamadığım kişi, Levent Soygür çıktı. Gıcık mı olsam acaba derken konuşmaya başladı ve kafamdaki o gıcık imajı bir yana helal olsun denilesi o imajı çizdi. Kendisi az fıkra anlatmadı sunumunu renklendirdi. Bizlere Milli takım Kore’ye giderken yayınlanmak üzere çekilen 4 adet reklam filmini de izleterek markasının reklamını yaptı. Planlamanın öneminden bahsederken şöyle bir fıkra anlattı. İstanbul’a bir tünel yapacaklarmış. Farklı yerlerden firmaları çağırmışlar ve görüşmelerde bilgi istemişler. İngiliz firması, “ Biz iki taraftan da eşzamanlı olarak tüneli kazmaya başlarız ve denizin altında tam ortada buluşuruz. Tüneller arasında maksimum 1 metre fark olur. 30 metrelik enindeki tünelde de 1 metreyi rahatlıkla düzeltiriz” demiş. Japon firması ise “Biz iki taraftan kazmaya başlarız ve tam ortada buluşuruz. Maksimum fark 20 cm olacak” demiş. Temel’i de çağırmışlar… Temel demiş ki “ Biz de iki taraftan kazmaya başlarız. Ortada buluşursak ne ala, yok buluşamazsak iki tane tüneliniz olur” demiş.
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Konu: Digital Marketing
Konuşmacılar:
Alemşah Öztürk , 41? 29! Ajans Başkanı
Nuri Çankaya, Microsoft Türkiye Grup Pazarlama Müdürü
Caner Sandıkçı, Reklamz Şirketler Grubu İcra Komitesi Başkanı
Yüce Zerey, Türk Hava Yolları E-Ticaret Müdürü
Alemşah Bey kendi işlerinden bizlere bahsettikten sonra, Google Video arama motorunun tanıtımı için yapılmış düşük maliyetli ve yaratıcı reklam çalışmaları gösterdi. Buraya linklerini koymak isterim ama bulamadım. Alemşah Bey’den istedim bakalım geri dönerse ilk işim linkleri buraya koyup kendisine teşekkür etmek olur. Daha sonra Augmented Reality den bahsetti ve http://ge.ecomagination.com/smartgrid/#/augmented_reality linkinden önce resmi print edin dah sonra solar veya wind power seçeneklerinden birini seçin. Kameranızı ve mikrofonunuzu açın. Siteye kamera ve mikrofonunuza erişme izni verin. Ve kameraya resmi tutun. Şaka gibi Hatta ben videosu çektim buradan bakabilirsiniz: http://www.youtube.com/watch?v=h6kVzEOhiU0 veya youtube.com’da “augmented reality sena5k” yazarsanız da çıkıyor karşınıza.
Daha sonra Pınar Bücan sahneye çıkarak Doritos’un Kanka vs Sevgili yarışmasından bahsetti. Daha sonra Mobil TV ve telefonun Japonya’da kullanım amaçları gibi bir sürü farklı konuya değinerek ufkumuzu açtı. http://www.aerodeon.com.tr/ adresinde yaptıkları işlerle ilgili detay bulabilirsiniz.
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Konu: Satışta İletişim
Konuşmacılar:
Fetih Saygı, Eno Bilişim Ortağı
Turgay Aksoyer, TTNET Kurumsal Satış Yöneticisi
Fethi Beyin söylediklerinden aklımda kalan “Gizli İkna Teknikleri” adındaki kitaptan bahsettiğiydi. Ayrıca AIDA modeli ile insanların etkilenme sürecini incelemişti. Bilmeyenler için AIDA modelinde 4 adım var. Sırası: Attention, Interest, Desire ve Action. Yani önce dikkatini çeker, sonra ilgilenmeye başlarsın, sonra onu istersin son olarak da harekete geçersin.
Sonra Turgay bey sahneye geçti. Özetle satış yapacağınız kişiyle görüşürken bir ön araştırma yapıp da gidin, onu dinleyin ve onu dinlerken yaşadığı heyecanı paylaşın, ilgilenin dedi. Kılık kıyafetinize özen gösterin, ASLA çamurlu ayakkabılarla gezmeyin, insanların tehlike aurasına girmeyin. Hatta uygulamalı olarak da gösteri bu tehlike aurası meselesini. Hoş ben onu psikoloji dersinde gördüğümde ismi bu değildi ama neydi hatırlayamadım, o sebeple olduğu gibi kabul ediyorum. Müşteriniz size fiziksel temasta bulunuyorsa siz de ona %50’si oranında karşılık veriniz. Buna %50 kuralı dedi kendisi. Ve asla yapılmayacak hataları sıraladı: Müşterinizle asla din, dil, ırk, siyaset, politika, takım gibi konularda tartışmayın hatta konuyu bile açmayın dedi.
Ve bilgi konusuna da gelirken çok alıp az verin dedi. İletişimin temel kuralı budur arkadaşlar dedi. Çok efektif bir sunum tarzı vardı,konsantrasyonu dağıtmıyor aksine sürekli olarak dikkati çekmeyi başarıyordu, çok beğendim.
BEŞİNCİ OTURUM
Konu: Becel Vaka Çalışması
Konuşmacı:
Işıl Bayraktar, Becel Ürün Müdürü
Işıl Bayraktar, İzmirli genç bir bayan. Yanılmıyorsam Boğaziçi İşletme mezunuydu. Becel’in “Kalbini sev kırmızı giy” kampanyasından bahsetti bizlere. Becel Türkiye’de 18 yaşındaymış. Hedef kitlesi de 35-40 civarı bay ve bayanlarmış.
Durum özetle budur. Bir sonraki yazımda da sempozyumun 2. gününü sizlerle paylaşacağım.
Keyifli günler 🙂